28 Mayıs 2013 Salı

SEVGİLİYE:1










  • Yanağındaki küçük çukura saklanmak istiyorum. Uyumak, yüzyıllarca uyumak. İlla isim konulacaksa ben masal değil hayat demekten yanayım. Bu yolları yan yana yürümekten.





  • Erguvanlar açmaya başladı, mavi mi pembe mi ayırt edemiyorum renkleri, kokuna bir isim bulmaya çalışmaktan da vazgeçtim. Ten kokun, dokun, dokunmak sana.


  • Bir masada kahvemizi yudumlayıp, heyecanla dedikodu yapacağız, sana kaçırmadan anlatmam gereken aylar biriktirdim, kolay mı?


  • Hiçbir sözümüz umutsuzluk taşımayacak, inanacağız, inandıracağız, yaşadığımız cehennemin cennete dönüşeceğine. Katil olmadığımızı, diktatör bir komutan olmadığımızı bilerek içimizdeki tüm ırkları birleştirerek, Kenya’da Tanrı’nın unuttuğu bir çocuğa gülümseyerek,  insanların koşarak geçerken fark etmediği selpakçı amcanın gülüşüne karşılık vererek ve bırakarak bu dünyanın tüm kandırmacılarını kendimize insanca bir yol çizeceğiz!


  • Bir gün hiç gelmeye karar vererek gidersen, bavulumu hazırladım, geçmişi koymadım içine, adı ‘’geçmiş’’olacak gelecekleri beraber yaşayalım diye!


  • Susma ! Kelimelerin, senin ayak izlerin. Nereye gittiğini bulamazsa ölür benim ellerim!


  • Sen ne güzelsin! Bunu gör diye sana ellerimle ayna yapmak istiyorum, kendini göreceğin her parçayı ellerimle işlemek, tenim kesildiğini görmek, seni kanayan bir kalp ve sana kanan bir akılla sevmek.. hastalık bir şey değil mi bu?  Damarlarıma kadar kıskanıyorum, eline değen bir el, kulağına söylenen bir şarkı, sana gülümseyen bir yüz aklıma geldiğinde. Ve gelemiyorum yanına. Yapılacak onca şey var bak sırtım kamburlaşmaya başladı, sahi beni çirkinken de sever misin ki?  







 (Alıntı ve uyarlamadır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder